Bize Meryemini anlat.. Meryem & Maria’nın online buluşmaları sona erdi. Bu da programın değerlendirmesi. Dokuz hafta boyunca Almanya’nın dört bir yanından 20 hanımla online buluştuk. ‘Bize Meryemini anlat’ diyerek başladık programa. Yayına katılan kadınlar özelliklerini anlattı. Sonra ihtiyaçlarını. Herkes kendine bir ihtiyaç kavanozu hazırladı. Günlerini, haftalarını planladı. Kendine hedefler koydu. Sonra gruplara ayrıldık: 5 yaşındaki Meryem 15 yaşındaki Meryem 25 yaşındaki Meryem 40 yaşındaki Meryem 65 yaş ve üstü Meryem Her grup bir yaş grubu üzerine çalıştı. Anaokuluna giden Meryem’in hassasiyetleri, ailelerin beklentileri, ciddiye alınan ve alınmayan talepler sıralandı. Meryemler okullarda neler yaşıyor? Neler hissediyor? Nasıl mücadele ediyor? Diğer grup iş hayatına hazırlanan Meryemleri bekleyen imkanları ve engelleri tesbit etti. Göçmen kökenin, dış görünümün, çokdilliliğin getirdiği pozitif ve negatif ayrımcılıkları konuştuk. Yaşlanan Meryemlerin hayatını, sosyal hayatlarını, huzur evlerini, bakım servislerini, onlara sunulan ve sunulmayan imkanları konuştuk. Gözlemlerimizi paylaştıktan sonra Brainstorming yaptık. İş hayatımızda ve gönüllü projelerde ne gibi yeniliklerle değişiklikler yapabiliriz? Meryemler hangi projeleri göçmen kökenleriyle zenginleştirebilir? Yaşadıkları şehirlerde diğer kadınlarla bir araya gelerek topluma nasıl katkılar sağlayabilir? Son konumuz sosyal medyaydı. Meryemler sosyal medyayı nasıl kullanıyor? Sosyal medya Meryemlere ne gibi imkanlar sağlıyor? Dolu dolu geçti dokuz hafta. Herkes katkı sağladı programa. Yirmi kadın hem yayında, hem de grupta her daim söz hakkına sahip oldu. Birbirlerini dinlediler, desteklediler. İhtiyaçlarını, eksiklerini hiç çekinmeden dile getirdiler. Canlı yayınlar bittikten sonra bir sonraki yayına kadar hergün Telegram’dan yazıştık, linkler paylaştık. Salı Günü (29.03.2022) vedalaştık. Grup dağılsa da, herkes olduğu yerde birşeyler yapmaya, toplumda var olmaya ve topluma katkı sağlamaya devam edecek. Bir kez daha programa katılan, yayınlara katılabilmek için emek veren (özellikle küçük çocuklu anneler), fikirlerini paylaşan, diğerlerini dinleyen, grubu motive eden ve veda günü süpriziyle beni mutlu eden herkese teşekkür ediyorum. Hepinizi çok sevdim. Ayrılsak da beraberiz 🙂 Çalışmalarınızı benimle de paylaşın lütfen. Feedbackler:
Kategori: Allgemein
Meryem & Maria – Online Buluşma (2)
Meryem & Maria – Online Buluşma (2) İkinci yayın bu akşam sona erdi. Bugünkü konumuz 40 yaşındaki Meryemdi.. Meryem toplumda kendini nasıl ifade ediyor? Kendi iç dünyasında neler oluyor? İhtiyaçları neler? Ne kadar memnun kendinden? Ne kadar cesur? Ne kadar özgür? Meryem’in hayatı ne durumda? Sağlığı ne durumda? Aile, akraba, arkadaş ilişkileri ne durumda? İbadetleri ne durumda? İki çalışma yapacak Meryemler bu hafta. Kendileriyle buluşacaklar. Boşalan depolarını tekrar dolduracaklar. O sırada Telegram’dan görüşmeye devam edeceğiz. Herkes yaptığı paylaşımlarla birbirini motive edecek. Dinamik ve enerjidolu haftalar bizi bekliyor..
Meryem & Maria- Online Buluşma (1)
Meryem & Maria- Online Buluşma (1) Coaching hesabım Instagram’da hanımlar tarafından büyük ilgi görmüştü. Unutamadığım mesajlardan biri şuydu “Başörtülü bir kadının bu kadar çok alanda bilgi sahibi olması beni çok şaşırttı.” Job Center, Finanzamt (Vergi Dairesi) ve iş imkanları hakkında ne biliyorsam paylaşıyordum. Zamanla hesap büyüdü. 2000’e yakın insan takip etmeye başladı. Başta çok samimi bir ortam varken zamanla enteresan mesajlar gelmeye başladı. Hesap samimiyetini kaybetti. Bir gün kapattım hesabı. Aylarca düşündüm. Ne yapsak da tekrar buluşsak? Meryemleri buluşturmalıydım. Henüz tarihini düşünmemiştim. Bir gün şu mesaj gelince hiç düşünmeden buluşmayı Twitter, Telegram ve Instagram’dan duyurdum. 25 kişi hemen kaydoldu. Geçtiğimiz Salı Günü saat 20’de ilk buluşma gerçekleşti. Az çok hayatımı Instagram’dan görmüş, kendi hayat tarzına yakın bulmuş, omuz omuza mücadele etmek isteyen, sadece kendi için değil, toplumdaki diğer insanlar için de birşeyler yapmak isteyen hanımlar gelmişti. Ben grubun enerjisine, nezaketine, konuşurken birbirine gösterdiği saygıya bayıldım. Sözü uzatmayıp diğer hanımların da konuşmasına fırsat verdiler. Clubhouse kullananlar bilir bu davranışın ne kadar değerli olduğunu. Kendi adıma çok verimli bir buluşma oldu. Hanımları yayına davet ederken bir kağıda kendi Meryemlerini çizerek ve özelliklerini yazarak gelmelerini istemiştim. Hazırlıklı gelmişler. Herkes kendi Meryemini anlattı. Bu kez ben paylaşmadım, onlar paylaştı. Bu kez ben konuşmadım, onlar konuştu. Meryemlerin edindikleri tecrübeler farklı da olsa, mücadeleleri aynı. Hepsi yaşadığı toplumda dikkate alınan bir kadın olmak için mücadele veriyor. Meryem Almanya’da neler yaşıyor? Neler hissediyor? Kendini nasıl ifade ediyor? 5 yaşındaki Meryem noel döneminde ne bekliyor? 15 yaşındaki Meryem arkadaşlık ilişkilerinde ne gibi farklılıklarla karşılaşıyor? 25 yaşındaki Meryem iş hayatında ne kadar cesur? 40 yaşındaki Meryem toplum içinde kendini nasıl ifade ediyor? 60 yaşındaki Meryem’in dini hassasiyetleri bakım servisi tarafından anlaşılıyor mu? Ölüm döşeğindeki Meryem’in hastanede bir manevi rehberi var mı? Bu sorulara yanıt aramak için toplandık hanımlarla. İki ay sürecek olan programın kayıtları sona erdi. İlgi olursa Ramazan’dan sonra yeni bir grupla devam ederiz. Talep olursa ailelere yönelik programlar da yaparız.
Terör örgütünden kaçan Somalili anne
Terör örgütünden kaçan Somalili anne 08.06.2021 tarihinde Instagram’da paylaştığım yazı: Bugün Story’de bahsettiğim arkadaşım evlendiğinde 13 yaşındaymış. Kendisi Somali’de hemşire, eşi ise öğretmenmiş. On sene evli kalabilmiş, sadece yedi senesini birlikte geçirebilmişler. Somali’nin en büyük terör örgütü musallat olmuş başlarına. “İnsanları Hristiyanlaştırıyorlar, biz Müslümanız.Müslümanlar için çalışacaksın” diyerek hastaneye gelen bazı isimleri şırıngayla öldürmesini istemişler. Kabul etmeyince ölümle tehdit etmişler. Kaçmaktan başka çare kalmamış. Onu bulamayınca örgüt eşini öldürmüş Kızları anneannelerine kalmış. Tam bir sene sürmüş Almanya’ya gelmesi. Gittiği her ülkede 1-2 ay evlerde temizlik yapmak zorunda kalmış. Yürüye yürüye geçmişler bütün ülkeleri. Bir ay boyunca çölde yürümüşler. Çok korkunç sahnelere şahit olmuş. Susuzluktan idrarını da içen varmış, bıçakla kestiği yerden akan kanını da. Geçtikleri ülkelerde bazı erkekler kadınlara tecavüz ediyormuş. “Beni grubumdaki erkekler korudu”dedi. O da çocukken sünnet edilen kadınlardan. 5 yaşındaymış bu acıyı yaşadığında Hala çekiyormuş acısını. Evlatlarına yapılmasına karşı çıkmış. Varlıklarından haberdar olmasınlar diye anneanneleri okula göndermemiş. İki sene önce dayılarıyla önce Türkiye’ye, ordan Yunanistan’a geçmiş, sonra da okula başlamışlar. Zor şartlarda yaşayan çocuklar bir kışı kalorifersiz buz gibi bir evde geçirmişler. Bir kızının kafatasında bir hastalık var.Corona’dan ötürü uzayan aile birleşimini her konuştuğumuzda “Benim çocuklarıma kavuşmam gerekiyor. Kızımın acilen tedaviye ihtiyacı var” diyordu. 4 senedir tanışıyoruz kendisiyle. Somalili bir öğrencimi bizim eve iftara davet ettiğimde kızkardeşim de onu tercüman olarak davet etmişti. O gün bugündür görüşüyoruz. Birlikte alışverişe gidiyor, bazen çay kahve içiyoruz. Burda anlatamayacağım kadar olay anlattı. Burda anlatamayacağım kadar acı yaşadı. Bütün acısını kalbine gömdü. Bugün onları havaalanından aldıktan sonra tekrar anlattı bazı olayları arabada. Şöyle dedi sonunda: “Allah büyük. İnşallah daha güzel olacak herşey. Bugün benim için yeni bir hayat başlıyor.” *** Seneler sonra kızlarına kavuştu bugün. Aile birleşimiyle Yunanistan’a gidip kızlarını aldı. Havaalanına doğru yola çıktım. Yola çıkmadan benzinciye uğramıştım. Boş ellerle karşılamak istemedim onları. Bir buket çiçekle çocuklara ‘Welcome to Germany’ dedim. Aslında çiçek annelerineydi. “Elhamdülillah” dedim çiçekleri verirken. Gözleri doldu. “Elhamdülillah” dedi. Kızlar koşarak geldiler yanıma. Sanki senelerdir tanışıyoruz. İsmimi bile biliyorlardı. Sarıldılar bana. Biri İngilizce “Annem ve erkek kardeşime yardım ettiğin için çok teşekkür ederiz” dedi. Küçücük kalbiyle annesinin yaşadığı sıkıntıların farkındaydı. Bugün onlar için yeni bir hayat başlıyor! Allah büyük! İnşallah daha güzel olacak herşey.
Max leblebi yemek istiyor
Max leblebi yemek istiyor “Anne okulda beslenme çantamdaki yiyecekleri Max ile paylaşıyorum.” “Paylaşabilirsin oğlum.” “Max Ali’nin de beslenme çantasındakileri istiyor.” “Max’ın yanında çantası olmuyor mu?” “Oluyor. Nutella’lı ekmek getiriyor ama onu yemek istemiyor. Leblebi yemek istiyor.” Büyükler yöresel yemeklerini kolu komşusuna tanıtmaya çalışırken çocuklar bu çeşitliliğin içinde yetişiyor. Kimse müdahale etmedikçe çocuklar yediği yiyeceği yiyecek olarak kabul ediyor. Ama bazen büyükler “Araplar farklı bir ekmek yiyor”, “Almanlar çok yulaf yiyor”, “Bizde pide yenir” tarzı cümleler kurarak çocukların zihninde toplumu ayırıyor. Oysa yulaf seven yulaf yiyor, börek seven börek. Evde börek, simit yapan pek çok arkadaşım var. Kendileri bu lezzetlerle 30-40 yaşlarında tanışmış. Sevince kendi evlerinde yapmaya başlamışlar. Çocukları ise simitle, börekle büyüyor. Hatta hamurunu kendi açarak baklava yapan bir arkadaşım bile var. “Ben bile yapmıyorum” dedim bir gün ona 🙂 Almanya’nın çok zengin bir yemek kültürü var. Geleneksel Alman yemeklerinin yanısıra Falafel var, Churros var, Sushi var, İskender var, sebzeli soslu makarnalar var. Bırakalım da çocuklar bu zengin kültürün içinde “sizin yemeğiniz” , “bizim yemeğimiz” demeden yetişsin. (İsimleri değiştirdim.)
Yardımlaşmadan ötesi..
Yardımlaşmadan ötesi.. Instagram‘daki hesabımı durdurduktan bir kaç hafta sonra Instagram’dan tanıştığım bir arkadaştan bir paket geldi. İçinden çıkan mektubu okurken gözlerim doldu. Güzel anılar arasında yer alması için mektubun arkasının fotoğrafını çektim. Bir iki hafta sonra bir paket daha geldi. Onun içinden de çocuklarım için özel hazırlanmış seccadeler çıktı. Meğer yardımlaşmadan ötesiymiş o hesap. Dayanışma ruhuna sahip insanların buluştuğu bir yermiş. Hani fenomenler reklam amaçlı paket alırlar ya, ben kapattığım hesabımın üzerine iki paket almıştım. Kapatmadan önce de yorgunluğumu paylaşımlarından farkeden, başka bir ülkede yaşayan bir arkadaşım bir paket göndermişti. Ne kadar ince ruhlu insanlarla tanışmışım. 2015-2017 senesinde Suriye, Irak, İran ve Afrika ülkelerinden çok sayıda insan gelmişti Almanya’ya. Almanca kurslarında öğretmenlik yaparken tanışmıştık. Pek çok öğrenciyi yakından tanıma, ihtiyaçlarını fark etme imkanım oldu. İhtiyaçlarını farkedince çevremdeki gönüllülerle birlikte durmamış, harekete geçmiştik. Neler yaptığımızı o dönemlerde sosyal medyadan paylaşıyordum. Yüzlerce insanın kamp dönemine ve kamp sonrası hayatına şahit oldum. Hayata bakışımı değiştirdi onların samimiyeti, cesareti, umudu, sabrı. 2017’nin son aylarında öğretmenliği bıraktım. 2018’de bebeğim oldu. İlk altı ay kamplara girip çıkmak kolay olsa da kızım hareketlenince pek gidemez oldum. Hayatımda büyük eksikliğini hissettim kamplarda kalan insanların. Dayanışmanın olmadığı bir hayat benim için değerini yitirmiş bir hayattı. Yeni Corona kurallarıyla birlikte kampa girmek artık mümkün değildi. Pek çok kez yazmışımdır. Şuan bir eğitim derneğinde (Bildungsträger) Coach olarak çalışıyor, Almanya’ya yeni gelen ailelerin uyum sürecine eşlik ediyorum. Dernekteki diğer Coach’lar gibi ben de pedagogum. Yani görevimiz gelen Job Center müşterilerini anlamak, motivasyonunu yükseltmek, engelleri birlikte aşmak. Bu işimi gönüllü olarak sosyal medyaya taşıdım. Instagram ve Twitter üzerinden pek çok kişiyle tanıştım. Dinledim ve yardımcı olmaya çalıştım. Kimi mesleki kariyeriyle alakalı fikir alışverişi yapmak istedi, kimi sadece paylaşımlarımı görmek istediğini söyledi. Birisi şöyle bir mesaj yazmıştı: Yapayalnız kaldığım bu şehirde güne sizin paylaşımlarınızla başlıyorum. Siz gülümserken ben de ekrana bakıp gülümsüyorum. Twitter sakinliğini korurken Instagram hızla büyüdü. Arkadaş listem 2000 kişiye yaklaşmıştı. Hemen hemen hergün buradaki hayata dair bilgiler paylaşıyordum. Günde 40-50 özel mesaj cevapladığım oluyordu. Bütün dikkatimi listemdeki insanlara vermiştim. Benim için bilgi paylaşmak değildi önemli olan. Birebir bağ kurmak, dinlemek, anlamak, çözüm üretmek. Motivasyonunu kaybetmiş kişileri tekrar motive etmek. Zamanla ihtiyacın azaldığını farkettim. Bilgi paylaşımını durdurdum. Sadece yazı paylaşıyordum. Sonra onu da durdurdum. Bir kaç nedeni açıkladım son paylaşımımda. Diğer nedenleri açıklamak istemedim. Siz sosyal medyadan ne istiyorsanız sosyal medya size onu sunar. Ben yardımlaşma ve dayanışma için burdayım. Bunun için burda olanlarla iletişime devam etmek istiyorum. Ama hangi mecrada, nasıl olacağına dair henüz bir fikrim yok. Bu konuda bir fikriniz varsa benimle paylaşın lütfen. Meryem ve Maria’nın hayatından kesitler paylaştığıım Instagram hesabım: @meryemundmaria Gezi ve sosyal hayatımı paylaştığım Instagram hesabım: @momstravelworld İnsan ilişkilerinde kullandığım metodları paylaştığım hesabım: @happymomscreativeworld Coaching bilgileri paylaştığım Twitter hesabım: @betulozdemirco1
Ofise giden yol
Ofise giden yol İşe gitmek için arabayla yola çıktım bu sabah. Gökyüzü çok etkileyiciydi. Bir yandan arabayı kullanıyor bir yandan gökyüzünü izliyordum. Yol bomboştu. Yavaşladım. ‘Bu sabah strese sokmayacaksın kendini’ dedim kendime. Güneşin doğduğu yöne doğru ilerliyordum. İşyerine yaklaştığımda iki seçenek vardı. Sağa dönüp işe gitmek, Sola dönüp güneşin doğuşunu izlemek. Direksiyonu sola kırdım. Nehrin kenarına çektim arabayı. “Günaydın” dedi nehir bana. Onu ilk kez böyle görüyordum. Sonra gökyüzüne yöneldim. Güneş de “günaydın” dedi bana. Bulutlar da.. Ağaçlar da.. İçim ısındı. Oysa hava çok soğuktu. Üşüdüğümü hissetim. Pek çok kez ihmal ettiğim bedenim ‘Ben de burdayım’ diyordu. Dünya üzerindeki varlığımı hissettim bir kez daha. Ruhum aldığım nefesle canlandı. Çok vaktim yoktu. Ofise geçmeliydim. Hüzünle ayrıldım yanlarından. Yolda kendimi sorguladım. “Hayat bu mu?” Sabah kalk, çocukları okula gönder, işe git, çocukları okuldan al, yemek yap, evi temizle, çamaşır yıka, film izle, sosyal medyada gez, birşeyler oku ama edindiğini bilgiyi başkasıyla paylaşma. İnsanlardan uzaklaş, hayvanlardan uzaklaş, topraktan uzaklaş. Daha fazla para için daha fazla çalış. Hedefine ulaşmak için sağlığını gözden çıkart. Kalırsa vaktin doğaya at kendini. Yoksa ertele. Tekrar ertele, tekrar ertele. Dünya yüzümüze gülüyor her an. Peki biz neden somurtuyoruz? Hayatımızdan gelip geçen şeylerin bizi üzmesine neden izin veriyoruz? “Yol ver gitsin” dedim kendime. Çevrendeki negatif enerji pozitif enerjini mi tüketti? Direksiyonu kır sola. Güneş her sabah aynı noktada seni bekliyor! Nehir seni bekliyor! Ağaçlar, böcekler seni.. “Eyvallah!” dedim girdim ofise.
Happy Chanukka!
Happy #chanukka! Wir wünschen allen jüdischen Freunden und Freundinnen, Mitbürgern und Mitbürgerinnen ein schönes Chanukkafest! Meryem & Maria #interkulturelleErziehung #interreligiöseErziehung
Heute ist Weltflüchtlingstag!
Zeige deine virtuelle Solidarität in den sozialen Netzen, aber tue auch etwas im wirklichen Leben für die Menschen, die unter schwierigen Bedingungen leben müssen. Heute ist Weltflüchtlingstag! Bildquelle: Süddeutsche Zeitung
So viele schöne Erinnerungen…
Happy Time! Abschiedsfeier! 26 Mai 2017 Today we had a farewell party with my afternoon German class. They are more than just students to me because we experienced a lot together. Sometimes I felt like a mom and in other situations like a big sister. I had never met someone from Gambia before and for them it was the first time to be in contact with a Turk. Although I knew that they lived under difficult circumstances and experienced sad things, I wanted to show them the good side of life. A positive mindset makes everyone smile and actually I laughed a lot with them. Our paths crossed in Germany. Thank you Germany, for giving us this opportunity. We love you!Goodbye Boys!And believe in yourself. You’re better than you think!We will miss you!? Heute haben wir mit unserer Nachmittagsgruppe Abschied gefeiert. Sie bedeuten mir mehr als nur Schüler zu sein. Wir haben gemeinsam sehr viel erlebt. Für manche fühlte ich mich manchmal wie eine Mutter, manchmal wie eine große Schwester. Vorher kannte ich gar keine Menschen aus Gambia. Auch sie hatten das erste Mal Kontakt mit einer Türkin. Obwohl ich wusste, dass sie unter schwierigen Bedingungen leben und sehr viel trauriges erlebt hatten, wollte ich ihre Perspektive auf die schönen Dinge im Leben lenken. Eine positive Einstellung nämlich zaubert ein Lächeln in den Gesichtern. Genauso tat ich das auch. Ich habe sehr viel mit ihnen gelacht.Unsere Wege haben sich in Deutschland gekreuzt. Danke Deutschland, dass du uns diese Chance gegeben hast. Wir lieben dich! ******************************* Hier finder ihr weitere Bilder von der Feier Warum ist seine Hand dunkler als meine Haut? Mein ehemaliger Schüler aus dem Einstiegskurs und mein Sohn ❤️ Als ich Einstiegskurse für geflüchtete Menschen geleitet habe, lud ich meine Schüler, die sich in Erstaufnahmeeinrichtungen befanden, zu uns nach Hause ein. Mein Sohn (damals noch 2,5 Jahre alt) hatte mich gefragt, wer sie sind. „Meine Schüler“ sagte ich. Er fragte mich weiter: „Warum ist seine Hand dunkler als meine Hand?“, „Weil es auf der Erde auch Menschen mit dunkler Hautfarbe gibt“ Er stellte keine Fragen mehr
Ramadanpost
Ich wollte diese Post in der ersten Ramadanwoche posten. Leider ging es nicht! Ich gab am 5.Ramadantag meinem Mann die Ramadanposts und bat ihm sie zur Post zu bringen. Was machte er? Er vergaß sie im Auto und erinnerte sich erst am 10.Ramadantag an seine Aufgabe? Na ja! Zurück zum Thema☺️An Ostern bekamen wir eine Osterpost von unserer Kita. Mein Sohn freute sich sehr! Wir unterhielten uns tagelang über Ostern. Für seine Freunde, die Ostern feierten bereiteten wir noch Osterposts vor. .Dann sagte ich zu ihm, dass bald Ramadan ist und er noch Ramadanposts für seine muslimsche Freunde vorbereiten kann. Wir suchten im Internet Mal- und Bastelvorlagen, Ramadanlieder, Rezepte und Ramadangeschichten. Er durfte noch die Vorlagen sortieren. Nebenbei zeigte er mir wie seine Freunde mit schwarzem Bastelpapier eine Kaaba basteln können. An 30 Adressen schickten wir die Briefe. Also 50 Kinder bekamen von uns Ramadanpost, wobei manche immer noch warten ? Hoffentlich gehen sie nicht verloren… Und hoffentlich freuten sie sich ❤️ Diese Idee finde ich auch für das Ramadanfest gut. Weil persönliche Besuche aktuell nicht empfohlen werden, könnt ihr Ramadangeschenke per Post schicken. Oder direkt vor ihrer Haustür stellen. Kinder freuen sich wenn sie per Post ein Geschenk bekommen? Auch wir haben Ramadanpost bekommen. Danke @karen.illustrator und @drydrn05 ❤️❤️❤️ Meine Kinder waren überrascht als die den Postbote vor unserer Tür sahen. Mein Sohn schrie ganz laut „Jaaaa.. Ich bekomme ein Ramadangeschenk“. Ich bedanke mich bei allen, die sich große Mühe geben, um die Kinder glücklich zu machen. Ich bin einfach verliebt in diese Postkarten ? Meine Kinder lieben PjMask und Little Angel. @karen.illustrator lernte ich vor einem Monat kennen. Wir tauschen uns oft aus. Eines Tages fragte sie nach meiner Adresse. Dann kamen diese Postkarten.. Und die selbstgebastelten Ramadangeschenke und Karte von Zeynep und Eslem. Einfach wunderschön! Schon im frühen Alter lernen sie was „Schenken und Teilen“ bedeutet. .Die Welt braucht mehr Menschen wie euch❤️.
Ramadanspende
Ramadan ist der Monat des Schenkens.. Wir haben mit unseren Kindern ihre Sachen aussortiert und gut erhaltene Sachen gespendet. So lernen Kinder den Umgang mit ihren Sachen. Wie macht ihr das?
Erntedankfest 2018
7.Oktober 2018 Am ersten Oktobersonntag wird im Christentum das Erntedankfest gefeiert. Beim Erntedank geht es um Ernten und Danken. Mit dem Fest soll daran erinnert werden, dass es nicht allein in der Hand des Menschen liegt, über ausreichend Nahrung zu verfügen. Es soll auch an die katastrophalen Ernährungssituationen in den ärmsten Ländern der Welt erinnern.
Meryem und Maria
Hallo zusammen,ich bin wieder da. Dieses Mal mit einer neuen Idee. Hier entsteht bald ein interkultureller Weblog. Seit einigen Jahren teile ich auf Facebook und Instagram Ideen zur interkulturellen/interreligiösen Erziehung und Dialog. Bayram (Ramadanfest) an der Uni, Fastenbrechen mit Nachbarn/mit Flüchtlingen, gemeinsames Weihnachtsessen waren die ersten Ideen, die zu Stande kamen.Nach kurzer Zeit bekam ich sehr positive Rückmeldungen von Menschen, die ich gar nicht kannte. Ich erhielt Nachrichten von sehr engagierten Menschen, die für die Gesellschaft etwas tun wollten.Oft bekam ich solche Fragen: „Wie kann ich meine Nachbarn zum Fastenbrechen einladen?“, „Was kann ich meinen christlichen Freunden an Weihnachten schenken?“, „Wie kann ich im Kindergarten als Mama an interkulturellen Projekten mitwirken?“, „Wie kann ich den Ramadan im Kindergarten erklären?“Dies und vieles mehr motivierte mich sehr erneut einen Weblog zu öffnen und die ganze Ideen, die in den letzten 8 Jahren enstanden sind und in den kommenden Jahren entstehen werden, in diesem Blog zu sammeln. Auf Instagram oder Facebook gehen die Informationen entweder ganz schnell verloren oder man muss lange suchen bis man sie findet. Hier habt Ihr ein Such-Button ?Zu dieser Reise möchte ich alle Eltern und Pädagogen/Erzieher/Lehrer mitnehmen, die interkulturelle Bildung für unsere Zukunft wichtig halten. Es ist kein Blog, der für wissenschaftliche Zwecke dienen soll. Sondern ein persönlicher Weblog, in dem eine Mutter von ihrenErfahrungen berichten wird.(Solange sie mit ihren zwei Kindern Zeit findet.)Über jedes Kommentar würde ich mich sehr freuen! Bitte teilt eure eigenen Erfahrungen und Ideen unter Beiträgen mit und lasst sie eine Inspirationsquelle für alle werden. Wer steckt hinter diesem Blog?Mein Name ist Betül Özdemir. Ich bin Erziehungswissenschaftlerin und zweifache Mutter.Ich habe Erziehungswissenschaften (mit den Schwerpunkten Medienpädagogik/Erwachsenenbildung) und Turkologie studiert.Nachdem Studium arbeitete ich als Bildungsjournalistin, DaF-Lehrerin und pädagogische Mitarbeiterin eines Integrationsprojektes.Seit 16 Jahren engagiere ich mich ehrenamtlich in der Kinder- und Jugendarbeit. Follow me on Instagram: @meryemundmariaFollow me on Facebook: meryemundmaria