Çevrendeki mentörleri keşfet

Dün 13 sene önce Frankfurtta tanıştığım, kısa bir süre sonra yollarımız ayrıldığı için çok üzüldüğüm ve “Allahım inşallah yeniden buluşuruz” diye dua ettiğim kişiyle buluştum.

Yeniden gelmiş Almanya’ya. 

Bu kez yaşadığım yere. 

Ne onun haberi vardı bundan, ne de benim. 

Altı ay kalıp dönecekmiş. 

Saatlerce yürüyüş yaptık, muhabbet ettik. 

Ara ara mekanlara girdik, çıktık. 

 

Kahve içerken bana İstanbul’u anlattı.

Beyazıt’ı, Beyazıt’ın esnaflarını, Beşiktaş’ı.

Sonra Kudüs’ü, İran’ı, Londra’yı. 

Ruhum onunla dünyayı gezip geri geldi sanki.

 

 

Sonra yemek yedik tekne limanında. 

Uzun zamandır yapmak istediğim birşeydi.

 Meğer onun gelmesini bekliyormuşum.

 Ne kadar iyi geldi onu görmek. 

Rafa kaldırdığım ideallerimi hatırlattı.

 Yol boyu gülüştük. 

Çok özlemişim onun esprili yorumlarını.

Sadece esprilerini de değil, gözlemlerini, analizlerini, hayat tecrübelerini, yazdığı yazıları. 

Ekşi Sözlük yazarıydı eskiden. 

Eminim kitap yazsaydı, en çok satılan kitapların arasına girerdi kitapları. 

“Sevgili Günlük” diye başlıyordu yazıları. 

Toplumsal gözlemlerini anlatıyordu. 

Heyecanla bekliyordum her yeni yazısını. 

Bloguna gitmek için tıkla.

 

 

 

 

 

Onunla tanıştığımda yeni yeni blogculuk yapmaya başlamıştım.

Kendini yazarak ifade eden biriyle tanışmış olmak hayatıma bir zenginlik katmıştı. 

O zamanlar bir iki kişi vardı çevremde yazı yazan ve yayınlayan. 

Onun kadar iyi yazan biri ise yoktu. 

Farkında olmadan bana mentörlük yapmaya başladı. 

Zamanla çevremdeki mentörlerden biri oldu. 

 

 

Şöyle bir dönüp bakıyorum etrafıma. 

Bir sürü mentör var çevremde. 

Herkes hem kendini, hem de çevresini geliştirmekle meşgul. 

Kimi okulda, kimi işyerinde, kimi politikada, kimi ise spor salonlarında çevrelerine mentörlük yapıyor. 

Belediyede çalışan bir arkadaşım Cuma akşamları bir grup genç kızla biraraya geliyor. 

Her buluşmada kendilerini keşfedecekleri çalışmalar yapıyor onlarla. 

Aynı zamanda onları iş hayatına hazırlıyor.

Yaşadığı şehirde Müslüman mezarlığı açılmasına vesile olan doktor arkadaşım bir grup gençle mezarlığın bakımını yapıyor. Mentörlüğünü yaptığı gençlere sosyal sorumluluk almayı öğretiyor. 

Sabah öğretmenlik yapan bir arkadaş, öğleden sonra Almanya’ya yeni göç eden kadınları iş hayatına hazırlıyor. 

Bir başka arkadaş okuldaki öğrencilerine özel vaktini ayırıyor. Ne yapmak istediğini bilmeyen gençlerle gelecekleri hakkında konuşuyor.

Yine bir öğretmen arkadaş sosyal medya paylaşımlarıyla öğrencilerine ulaşıyor. 

Akademisyen arkadaş çevresindeki üniversite öğrencilerine mentörlük yapıyor.

Ve hepsi gönüllü mentörlük yapıyor.

 

 

Her ne kadar herşeyi tek başına yapmak toplumda büyük alkış alsa da, aslında herkes herşeyi tek başına yapmıyor. 

Birçok insanın mentörü var.

Kimi profesyonel destek alıyor, kimi özel hayatındaki mentörlerden destek alıyor.

Kiminin annesi, babası, dedesi mentörü,

kiminin okul arkadaşı, iş arkadaşı.

 

Sen de kendine bir mentör bulabilir, destek alabilirsin.

Gönüllü mentör bulmak çok zormuş gibi gözükse de, aslında değil.

Gönüllü işlerin yapıldığı her yerde mentörler var. 

Orda yoksa okullarda, işyerlerinde var.

Offline dünyada yoksa, online dünyada var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

+ posts