Okulda oğluyla kurabiye yapan baba

Geçen hafta kızımın sınıfında çocuklar kurabiye pişirdi. 

Öğretmen ailelerden destek istedi. 

Kimi kurabiye hamuru gönderdi, kimi şeker, un, kimi de kendi yardıma geldi. 

Biz pudra şekeri, merdane ve kurabiye kalıpları götürdük.

8’de kurabiyeyi yapacağımız salona geçtik. 

Öğretmen çocuklarla açılışı yaptı. 

Yardıma gelen anneler getirdikleri malzemeleri önce kendi çocuklarının önüne koydular.

Kalan malzemeler paylaştırıldı. 

Anneleri yanında olan çocuklar hemen hamuru açmaya başlarken, annesi olmayan çocuklar önce önlerine un ve hamur konmasını bekledi. 

Farkedilene kadar beklemeye devam ettiler.

Bazı çocuklar açtığı hamuru masaya yapıştırdı. 

Tekrar topladı, tekrar açtı. 

Hamur tekrar yapıştı. 

Bazı çocuklar çok un dökünce hamur parçalandı. 

Çocukların çoğu hamuru tek başına açamıyordu. 

Zaten bazı kurabiye hamurları da iyi değildi, cıvıktı.

 

Bir anneyle ve öğretmenle çocuklara teker teker yardım ettik. 

Her çocuğun 3-5 dakika yardıma ihtiyacı olduğu için uzun süre beklemek zorunda kalan çocuklara üzüldüm açıkçası. 

Acaba o an içinden “Keşke benim de annem burda olsaydı?” diyen olmuş mudur acaba diye düşündüm.

Anneleri yanında olan çocuklar büyük bir keyifle hamuru açarken ve tepsileri doldururken, annesiz gelen çocuklar onlar kadar eğlenmiyordu.

Çünkü sürekli hatalarıyla meşgullerdi.

Elbette bu da çocuğun gelişimi için iyi bir şey.

Problem çözme yeteneklerini geliştirdiler kurabiye hamuruyla. 

Yine de üzüldüm çocuklara. 

Ne zaman desteklenmeyen bir çocuk görsem 40 yaş üstü çevremin sözleri geliyor aklıma:

“Herkesin ailesi gelirdi, benim ailem gelmezdi.” 

Çocukluğunda futbol oynayan bir baba şöyle diyor:

”Futbol kulübünü destekleyen anne babaların çocukları oynatılırdı maçlarda. 

Bizim anne babamız gelmediği için yedeklerde beklerdik maç bitene kadar.”

Oğluyla kurabiye yapan baba

Bir baba vardı yardım eden.

Hiç yerinde durmuyor, ne yapılması gerekiyorsa yapıyordu. 

Hem hamuru açıyor, hem süslüyor, hem de iş bitince masaları siliyor, yerleri süpürüyordu.

Oğlu da onun gibiydi. 

Bir çok çocuk kurabiye hamurunu açamazken o hızlı hızlı açıyor, formlarla kesiyor, şekerlemelerle süslüyordu. 

Öğretmen pudra şekeriyle süslemek isteyenleri diğer masaya çağırınca ilk o gitti o masaya. 

Bir saat sonra öğretmen pişen kurabiyeleri almaya bir grup çocuk gönderdiğinde o çocuk da gelmişti.

Belli ki babasının yolundan ilerliyordu.

 

Saat 10 oldu. 

Program bitmesi gerekiyordu. 

Ama bitmedi.

 Son tepsiler fırına girmeliydi.

İş yerinden bir kaç saat izin alanlar ise gitmeliydi. 

Tüm gün izinli olanlar kaldı.

İki anne, bir baba kaldık sona doğru.

Kurabiyeleri pişirirken muhabbet ettik. 

“Bugün buraya gelmem çocuğum için çok önemliydi. Bu yüzden işyerinden izin aldım” dedi yanımdaki anne. 

Baba ise tek gelmemişti. Eşi de gelmişti. Serbest meslekte çalıştıkları için birlikte gelmeleri zor olmamış. Anne 9’da ayrıldı, baba bizimle 11’e kadar kaldı. “Öğretmene destek olmaya geldim. Çünkü yaptığı şeyler çok değerli şeyler, her öğretmen yapmıyor böyle şeyler” dedi.

Devam etti anlatmaya:

 “Benim bir çocuğum daha var 2.sınıfta ama onlar noele özel birşey yapmadılar. Herşey öğretmene bağlı, bazı öğretmenler için böyle şeyler yük”

“Gerçekten böyle şeylerle uğraşmasını sevmeyen  öğretmenler var ama bir de önceki senelerde ailelerden yeterince destek görmediği için böyle işlere girmeyen öğretmenler de var.“ dedim. 

Doğruladılar. 

Aileler neden yardım etmiyor?

Aileleri konuştuk biraz. 

“Aileler neden yardım etmiyor?” 

diye sorduk birbirimize. 

“Çünkü istemiyorlar” dedi bir anne. 

„Öncelikleri farklı“ dedi tepsiyi fırından alan baba.

Evet, bazı aileler istemiyor.

Bazı aileler önemsemiyor. 

Ama bir de gelmek isteyen ama imkanı olmayanlar var.  

Evde bebeği olanlar, sağlık sıkıntıları olanlar, işyerinden izin alamayanlar, o gün önemli bir randevusu olanlar.

Dil engeline takılanlar da var.

İş yerimde tanıştığım bir çok aile dil engeline takıldığı için okuldaki faaliyetlerden uzak duruyor.

Aslında takılmıyorlar dil engeline.

Kısa kısa cümlelerle kendilerini ifade edebiliyorlar. 

İletişim kuramayacak olma korkusu engelliyor onları. 

Şunları anlatıyorum onlara:

Böyle ortamlar basit cümlelerin kullanıldığı, az çok Almanca anlayan herkesin iletişim kurabileceği ortamlar. 

Çünkü kimse birbiriyle uzun uzun muhabbet etmiyor. 

Ya birlikte bir iş yapılıyor ya da genelde birileri konuşuyor, birileri dinliyor. 

Bazen anadili Almanca olan insanlar bile tek kelime etmiyor. 

İşini yapıp gidiyor. 

Bir kere gidip görmek gerekiyor böyle ortamları. 

İnsan ortamlara gire çıka yeniyor korkularını. 

Ailelerin önemsediği programları çocuklar da önemsiyor

Okuldaki faaliyetlere yardım etmek çocuklar için de çok önemli. 

Çocuklar anne babalarını okulda görev alırken gördüğünde mutlu oluyor, cesaretleri artıyor, aileleri tarafından desteklendiklerini fark ediyorlar.

Öğretmenlere destek olan ailelerin öğretmenlerle iyi bir ilişkisi oluyor. 

Aileler birbirleriyle tanışıyor, dayanışma halinde oluyorlar. (5.sınıftan sonra ailelerle tanışmak çok daha zor)

Çocuklar arkadaşlarının ailelerini, aileler çocuklarının sınıf arkadaşlarını yakından tanıyor. 

Genelde okulda aktif olan ailelerin pek çok konudan haberi oluyor. 

Ailelerin önemsediği programları genelde çocuklar da büyüdüklerinde önemsiyor. 

Aileler çocuklarına örnek oluyor. 

Programın sonunda ince düşünceli öğretmenimiz yardım eden ailelere ufak bir hediye verdi.

Kendinize bakın kızım, bizim gibi olmayın

“Bugün 5 Aralık, sizin doğumgünüz, doğumgününüz kutlu olsun” dedi dün doktor.  Aldığım havale kağıtlarına bakıp “Bunlar da doğumgünü hediyelerim” dedim.  Sağlık sıkıntılarımdan dolayı altı senedir Fitness salonunda spor yapıyorum. Bütün bacak, diz, mide ağrılarım dindi ama baş ve boyun ağrılarım dinmedi. Son bir senedir şiddetli baş ağrısıyla ayrılıyorum Fitness salonundan. 

Weiterlesen »

Kindergarten neden çokkültürlü/çokdilli eğitimi destekleyen projeler yapmıyor?

Kindergarten neden çokkültürlü/çokdilli eğitimi destekleyen projeler yapmıyor?   Sabah Kindergarten’e girdim.  Erzieherin(eğitmen) benimle konuşmak istediğini söyledi.  Ramazan hazırlıklarına başlamışlar.  Biraz projeden bahsetti.  Benden bir tane seccade getirmemi rica etti.  Benimle konuşan kişi Frau F. kültürel projelerden sorumlu.  Öyle dışardan proje yapmaya gelen biri değil.   Ekipten biri.  Kindergarten ekipten üç kişiye

Weiterlesen »

Göçmen kökenli aileler neden yardım etmiyor?

Göçmen kökenli aileler neden yardım etmiyor? İki arkadaşla buluştuk. Farklı gün ve saatlerde. İkisi de anaokullarında Aile Birliği Başkanı. Biri göçmen kökenli, diğeri değil. Farklı eyaletlerde yaşıyorlar. İkisinden de aynı cümleyi duydum. Şöyle dediler: “Göçmen kökenli aileler anaokullarında yok sanki.” Göçmen kökenli Aile Birliği Başkanı anlatıyor: “Toplantı yapıyoruz. İçlerinde tek

Weiterlesen »
+ posts