Meryem’in tenis oynayamayan annesi
Dün oğlumu tenis oynarken izledim.
Yanımda duran kızım da oynamak isteyince
“Ben de oynamak istiyorum ama bak oynayamıyorum” dedim.
“Neden oynamıyorsun?” dedi.
Nerden başlasamki anlatmaya.
Çıkışta antrenör kızla konuştuk. “Başörtülü olduğum için senelerdir tenis oynayamayacağıma inandım. Minik etek giymek zorunda mıyım?” deyince “Tabiki hayır” dedi.
Konuşmaya şahit olan oğlum eve dönerken “Anne sen niye benim yaşımda tenise başlamamıştın?” diye sordu.
Nerden başlasamki anlatmaya..
Bu sabah patenlere bindik, çıktık yola.
4 yaşındaki kızımın elinden tutuyordum.
O sırada arabasıyla yoldan geçen 80 küsür yaşındaki komşum durdu:
“Sen düşme ki çocuk da düşmesin” dedi.
“Çocuk düşmezse ben de düşmem” dedim.
Kızım “Neden öyle dedi?” dedi.
Nerden başlamasamki anlatmaya..
Evin yakınlarındaki Skater Park’a ulaştığımızda diğer komşumu gördüm.
O da çocuklarıyla gelmiş.
40 küsür yaşlarında.
“Cesaretin var mı burdan kaymaya?” dedi.
“Pek yok. Ama belki denersem aşarım korkumu”, dedim.
“Benim de yok. Ben de hiç denemedim”, dedi.
Konu patenlerden açılınca sporla devam etti.
Kendisi Handball ile büyümüş.
Şimdi de çocuklara antrenörlük yapıyormuş.
“Biz maalesef sporla büyümedik” deyince
“Ama baban güreşçi değil miydi?” dedi.
Nerden başlasamki anlatmaya…
Önce o başladı anlatmaya.
Çocukluğunu, kendi çocuklarını anlattı biraz.
Sonra antrenörlüğünü.
Handball’a Türk, Arap kültürlerinden pek ilgi yokmuş.
Neden Türk ailelerin Handball’a ilgisi olmadığını sordu.
“Ben kendim Handball oynayabildim mi ki çocuğumu oynatayım?’ demek istesem de “Bu ilgisizliğin arkasında farklı farklı nedenler var. Ben mesela en son okuldayken Handball oynadım. Örtündükten sonra kulüblerde spor yapma imkanım olmadı” dedim.
Sonra o dönemin şartlarını konuştuk.
Engellenen kızları.
Bazı ailelerde engel anne babaydı.
Anne baba özgür bıraksa, mahalle engelliyordu.
Bazı başörtülü kızları ise öğretmenleri, spor kulüpleri engelliyordu.
Basketbol kulübü başörtülü kızları maçlara çıkartmıyordu.
Maça çıkartmayacağı kızları çalıştırmak istemiyordu.
Okullarda bikini giyinmeyen kız çocukları yüzme derslerine katılamıyordu.
Havuzlar zaten haşemaya izin vermiyordu.
Bisiklet sürmek, paten kaymak Türk kültüründe ayıplanıyordu.
Başörtümüzü çıkartsaydık kökten çözer miydik bu sorunu?
Evet! Anında!
Ama çıkartmadık.
Mücadele ettik!
Spordan uzak yetişmiş anneler de olsak,
Tenis kulübüne “Mini etek giymek zorunda mıyım?” diyecek kadar açıksözlü,
Yüzme havuzunda haşemadan rahatsız olduğu için şikayetçi olan ninelere “Benden rahatsız oluyorsanız ben bu hafta hergün 14-16 arası burdayım. Haberiniz olsun” diyecek kadar cesur,
Çocuklarını antrenmanlara yetiştirecek, saatlerce maçlarını izleyecek kadar spor sevdalısı,
Attığı her golde bağıracak kadar eğlenceli,
“Acaba ben de bir gün topu atarken potada sallanabilir miyim?” diyecek kadar hedefe odaklı,
Pozitif ruhlu, sportif ruhlara sahip kadınlar olduk.
Birçoğumuzun kendi tercihi değildi spordan uzak kalmak.
Zamanla şartlar değişti.
Başörtüsü artık spor yapmaya engel değil.
Babalar (istisnalar hariç) çocuklarının spor yapmasına engel değil.
Eşler (istisnalar hariç) eşlerinin spor yapmasına engel değil.
Mahalle hala engel de olsa, mahalleyi değiştirmek eskisi kadar zor değil.
Yapılabilecek tek birşey var.
Kabuğu kırmak!
Kolay olmuyor o kabuğu kırmak.
Bazen insan kendini ikna edemiyor.
Bazen ikna ettiği yerde çevresi tekrar eski alışkanlıklarına dönmesi için ikna ediyor.
Motivasyon kaynaklarına ihtiyacımız olabilir.
Bir kaç motivasyon kaynağım var.
Biri Stadtradeln. Diğerilerinden bir başka yazıda bahsederim.
Stadtradeln’i duymuşsunuzdur. Bizim anaokulundan katılan 19 kişiden biriyim. Hedefim birinci olmak değil, motivasyonumu daim kılmak. Zaten birinci olmam mümkün değil. 20 gün oldu başlayalı. Birinci sırada yer alan kişi 465 km yol yapmış bile. İkinci kişi 268 km, üçüncü kişi 250 km.
Sizin spor hayatınız, alışkanlıklarınız ne durumda?
Düzenli ise, nasıl düzene soktunuz?
Düzenli değil ise, hangi engellere takılıyorsunuz?
1 thought on “Meryem’in tenis oynayamayan annesi”
Benim tek engelim annem, ailemdi sagolsun babam yüzmeyi öğrenmemi çok istedi ilkokulda, yüzmeye giden 3 kızdan biriydim. Evlendikten sonrada hemen spora başlamadım taki bel fıtığı beni mecbur bırakana kadar. Sagolsun eşim ilgilendi Pilates ve fitnesse başladım. Bekarken fitnes hep hayalimdi ama olmadı nedense.. bence bizim kültürümüzde eskiden spora önem verilmiyordu belkide “kız” olduğumuz için ama zaman değişti ben kızlarımin bu konuda hep aktif olmalarını istiyorum ve destekliyoruz…